Altı aylık bile değilken annesinden koparılan ve hayvan pazarına götürülerek açık arttırmaya çıkarılan Joey, hayatın dikenli yollarına doğru ilk adımı atıyor ve sarhoş bir adama satılıyor. Niyeti bir buzağı almak olan adamın oğlu Albert, Joey'u görür görmez ona hayran kalıyor. Soğuk, uzun kışlar ve puslu yazlar birbirini kovalarken Albert ve Joey beraber büyüyerek, asla unutulmayacak bir dostluk bağı kuruyor. Ancak bir gün bankaya olan ipotek borcunu ödemek için paraya ihtiyacı olan Albert'ın babası Joey'i İngiliz ordusuna satar. İşte Joey için hayatın acı dolu gerçeği o andan itibaren başlıyor. Çiftlik atından bir süvari atına dönüşen Joey cepheden cepheye koşarak herkesi kendine hayran bırakır. Ancak yine de Albert ile karşılaşacağı günü beklemektedir. Albert da aynı şekilde Joey ile karşılaşacağı zamanı beklemektedir..